Can sıkıcı toplantılar, sıkıcı belgeler, gri ofis duvarları ve yetkililerin katı kararnameleri - bir deyişle, ölümcül sıkıntı ve başka bir şekilde çalışmak. Ve, iş yerinizin ilk anısına gelen umutsuzluk hissini biliyorsanız, en neşeli değil, olmalı. Fakat her şey ilk bakışta göründüğü kadar kötü değil gibi görünüyor. Hemen İngiltere’deki Merkez Lancashire Üniversitesi’nde yapılan iki çalışma, can sıkıntısının, bazı yaratıcı yeteneklerde bir artışa yol açtığını gösterdi.
Her iki çalışmada da, bir grup gönüllünün iki sıkıcı ve benzer görevi yerine getirmesi istenmiştir - bir telefon rehberinden sayıları okumak ve yeniden yazmak ve yaratıcı yeteneklerin değerlendirilmesi için bir test yapmak. Bir başka katılımcı ekibi, ön görevleri gerçekleştirmeden aynı teste devam etti ve garip bir şekilde, ilk gruba göre çok daha küçük bir sonuç gösterdi.
Uzmanlara göre, gözlemlenen etki büyük olasılıkla insanların monotonluk sürecinde verdikleri hayaller ve onlar için ilginç olmayan faaliyetlerle ilgilidir. Buna karşılık, hayallere daldırma bir kişinin bir süre boyunca standart olmayan lateral düşünceyi edinmesini sağlar.
Bu etkinin seviyesi, kişinin çalıştığı duruma bağlıdır. Örneğin, belgelerin hazırlanmasında hayal kurmak için herhangi bir toplantıda bulunmaktan çok daha az zaman kalır, çünkü dikkat ve azami konsantrasyonda çalışmamızı gerektirir.
Araştırmanın baş yazarı Dr. Sandy Mann, yakın tarihli bir sunumda şunları söyledi: "Sonuçlara dayanarak, sıkıntıların, özellikle çalışmaları yaratıcılık ve yaratıcılık gerektiren insanlar için yaratıcı yetenekleri teşvik etmede önemli bir faktör olduğunu söyleyebiliriz."
