Japon araştırmacılar Alzheimer'ı tespit etmek için yeni bir kan testi onayladılar. Bir laboratuvar çalışması beyindeki amiloid içeriğinin% 90 kesinlikte arttığını ortaya koymaktadır. Yakın gelecekte yapılacak ilk kan testi sıradan belediye hastanelerinde kullanılacaktır.
Kütle spektroskopisi ile belirlenen amiloid parçaları
Pozitron emisyon tomografisi (PET) şu ana kadar Alzheimer hastalığını teşhis etmek için kullanılmıştır. PET'te belirli bir miktarda amiloid “alev aldıysa”, bu bir patolojiye işaret ediyordu. Klinik semptomlarla birlikte PET, Alzheimer hastalığını kesin olarak teşhis etmek için kullanıldı.
Ancak amiloid PET, pahalı bir çalışmadır ve bu nedenle yaygın kullanım için uygun değildir..
Beyin omurilik sıvısı analizi de faydalı sonuçlar verir, ancak kan testinden daha basit bir şey yoktur.
Son 3 yılda, bilim adamları çalışmanın yüksek doğruluğunu kanıtlamış düzinelerce çalışma yürütmüştür. Yöntemin klinik uygulamaya girmesi, son ana denemelerin sona ermesi durumunda 2020'ye yakın olarak planlanmaktadır. Araştırmacıların söz verdiği yeni bir kan testinin maliyeti PET ve beyin omurilik sıvısı analizinden 8-10 kat daha düşük olacak.
Daha fazla kan testi gerekli mi?
Avustralya-Japon araştırma ekibi analizlerinde spesifik amiloid beta fragmanlarına karşı antikorlar kullandı.
Kütle spektroskopisi adı verilen prosedür daha önce küçük çalışmalarda değerlendirilmişti.
Amiloid beta fragmanları için konvansiyonel laboratuvar tanı testleri, serum analizi için her zaman uygun değildir. Bununla birlikte, kütle spektroskopik yöntemi, özellikle birkaç amiloid fragmanının değerleri birleştirildiğinde, çok daha doğrudur.
Japonya'daki araştırmacılar APP669-711 olarak belirtilen amiloid öncü protein fragmanına odaklanmıştır. İki amiloid beta fragmanı - Aβ1-40 ve Aβ1-42 de analiz edildi.
Sonuncusu ayrıca şüpheli Alzheimer hastalığı vakalarında beyin omurilik sıvısında analiz edilir. Hastalıkta Aß1-42 proteini baskındır. Böylece, bu faktörlerin tespiti, amiloid patolojisini ispatlayabilir.
Alzheimer'a% 97 duyarlılık
Araştırmacılar önce Japonya'daki çalışma katılımcıları üzerindeki analizi sınamış ve optimize etmiştir. Tüm denemeler bilişsel eksikliği olan yaşlı ve Alzheimer demansı doğrulanmış hastaları içermiştir.
Tüm katılımcılar düzenli olarak amiloid PET ile muayene edildi, bu nedenle demansın tüm seyri preklinik fazdan kaydedildi.
Katılımcıların serumlarını kütle spektroskopisi kullanarak analiz ederek, araştırmacılar beyinde yüksek ve düşük amiloid seviyeleri olan hastalar arasında çok önemli farklılıklar buldular.
Farklılıklar en çok iki çalışmanın anlamını birleştirdiklerinde belirgindi. Avustralya grubunda, beyindeki yüksek amiloid seviyeleri% 90'lık bir teşhis doğruluğuyla ölçülmüştür.
Benzer çalışmalarda tanı doğruluğu% 92'ye ulaştı.
Beyin omurilik sıvısı analizleriyle karşılaştırılabilir
Çalışmaya katılanlardan bazıları ayrıca beyin omurilik sıvısı örnekleri de verdi. Bilim adamları kan testi sonuçlarının PET verileri ve CSF biyobelirteçleri ile aynı korelasyonu bulduğunu buldu.
Eğer analiz ileriki çalışmalarda başarılı olursa, net olmayan bir tanısı olan hastalarda birçok çalışma (PET veya BOS analizi) gereksiz olabilir.
Alzheimer hastalığının sağlıklı insanlarda çok yüksek doğrulukla kanıtlanabileceğini veya dışlanabileceğini de belirtmek ilginçtir.
Bir Japon çalışmasında, klinik Alzheimer hastalığı olan 31 hastanın 9'unda PET'te yüksek seviyelerde amiloid yoktu. Tanım olarak, Alzheimer hastalığı görmediler. Bununla birlikte, yeni bir kan testi, asemptomatik ve başlangıçtaki patolojinin tanımlanmasına yardımcı oldu.
Araştırmacılar, klinik Alzheimer hastalığı bulunan 31 hastayı ve 20 sağlıklı yaşlı gönüllüyü test etti. Sonuçlarının güvenilir ve tekrarlanabilir olduğuna karar verdiler.
